30 Mart 2015 Pazartesi

Yükselen Deger Türkiye Part3 Yasin Aktay 29.05.2012 - www.dogurehberi.com

http://www.dogurehberi.com http://www.turkiyebasin.com

Ziya Türk'ün haberi - Denizer Medya tarafından TRT AVAZ için yapılan ve Ayşegül Büşra Çalık tarafından sunulan Yükselen Değer Türkiye Programı'nda bu hafta Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay konuk oldu.
Programda, Arap Baharı ile birlikte meydana gelen sürecin sonucu olarak etkilenen, Türkiye için çok önemli olan ve her geçen gün önemi bir kat daha artan Ortadoğu'daki son durum, Türkiye'nin geliştireceği stratejiler ve politikalardan, demokrasi anlayışına kadar evrensel, bölgesel ve ulusal birçok konu gündeme geldi.
Ayşegül Büşra Çalık'ın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Yasin Aktay, Enstitünün misyonunun Türkiye'nin demokratikleşmesine katkıda bulunacak, insan haklarına ve onuruna dayanacak yeni bir anayasaya kavuşması hususunda bir takım çalışmalarda bulunarak, daha adil bir Türkiye, daha adil bir dünya için çalışmak olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 1950 yılından bu yana sosyolojisi değişen bir ülke haline geldiğine değinen Prof. Dr. Aktay, "O günden bu yana nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını kırdan kente taşımış göç ettirmiş bir ülke. Bu müthiş bir değişim ve dinamizm oluşturuyor, ancak bu toplumun daha iyi daha hakkaniyetli bir hayat beklentisi var, insan hak ve hürriyetlerine daha saygılı bir yönetim beklentisi var, devletin de o halkı temsil ediyor olmasına ihtiyacı var. Çünkü Türkiye'de bir devlet ve bu devlet için bir halk vardı. O anlayış halen tam kırılabilmiş değil, biz bu anlayışı toplum için, halk için bir devlet ve toplumun tüm kesimlerine hizmet eden bir devlet anlayışına doğru evrilmesini talep eden onu arayan bir yaklaşımın temsilcisiyiz. Bunun düşüncesini ortaya koymak, bu düşünce çerçevesinde politikalar üretmek, ürettiğimiz politika düşüncelerini, politikacılara ve onun aktörlerine sunmak, onlara alternatif yollar göstermek, bu dünya başka türlü de kurulabilir, yapılmakta olan işler başka türlü de yapılabilir demek. Bu anlamda Türkiye'nin siyasetinin üretilmesine yapıcı ve pozitif bir yaklaşımımız var. Her şeyden önce bir sivil toplum kuruluşuyuz" dedi. Türkiye'de 100 bin akademisyenin görevli olduğu 165 üniversitede pratik hayata dokunan bilgi üretilmediğinin altını çizen Prof. Dr. Aktay, "165 tane üniversitede 100 binin üzerinde akademisyen var, bu akademisyenlerin üniversitelerde ürettikleri bilgi pratik hayata dokunan bir bilgi değil. Üniversite hayatı devlet tarafından desteklendiği için bütün devlet kurumları gibi, pratik bilgi üretme konusunda kendisini baskı altında hissetmiyorlar. Üniversiteler bir yandan öğrenci yetiştirmek için eğitim veriyorlar, fikir üretmek, araştırma geliştirme yapmak konusunda ciddi bir mecburiyetleri yok. Düşünce kuruluşları akademik hayatta var olan bu teknik ve akademik bilginin gündelik ve siyasi hayat içerisinde daha kullanışlı bir hale gelebilmesi için ilginç bir ara mekanizma oluyorlar. Türkiye tarihinde eksik olan bu mekanizma 1990'lı yıllarda başlayan 2000'li yıllarda da artan bir şekilde gelişti. Artık Düşünce kuruluşları değişen Türkiye'nin yeni bir yüzünü oluşturuyor" dedi.
Yeni Türkiye'nin, yeni dünya düzeni üzerinde küresel aktör olarak yer almasının mümkün olup olmadığı, bunun için geliştirilmesi gereken stratejilerin de gündeme geldiği program da Prof. Dr. Aktay, Türkiye'nin sahip olduğu güçten fazla iddiaya sahip olup iddiasını yerine getiremmesi halinde güvenirliliğinin azalacağına, ancak insanları da motive etmesi gerektiği için çok da mütevazı olunmaması gerektiğine dikkat çekti.

http://www.dogurehberi.com http://www.turkiyebasin.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder